قَالَتْ اِحْدٰيهُمَا يَٓا اَبَتِ اسْتَأْجِرْهُۘ اِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَأْجَرْتَ الْقَوِيُّ الْاَم۪ينُ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | قَالَتْ | dedi |
|
2 | إِحْدَاهُمَا | o (kız)lardan biri |
|
3 | يَا أَبَتِ | babacağım |
|
4 | اسْتَأْجِرْهُ | bunu (çoban) tut |
|
5 | إِنَّ | muhakkak |
|
6 | خَيْرَ | en hayırlısıdır |
|
7 | مَنِ |
|
|
8 | اسْتَأْجَرْتَ | ücretle tuttuklarının |
|
9 | الْقَوِيُّ | en güçlüsüdür |
|
10 | الْأَمِينُ | en güveniliridir |
|
Kızlar babalarına gidip Mûsâ’nın kendilerine yaptığı iyiliği anlatınca babaları da bu iyiliğin karşılığını ödemek için kızlarından birini gönderip Mûsâ’yı evine davet etmiş; Mûsâ başından geçenleri ve Mısır’dan kaçış sebebini anlatınca o zat da artık korkmamasını, zira Firavun’un zulmünden kurtulup emin bir beldeye gelmiş olduğunu ifade etmiş ve kızlardan birinin teklifi üzerine âyette belirtildiği şekilde bir anlaşma yapılmıştır.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 224
قَالَتْ اِحْدٰيهُمَا يَٓا اَبَتِ اسْتَأْجِرْهُۘ
Fiil cümlesidir. قَالَتْ fetha üzere mebni mazi fiildir. تْ te’nis alametidir. اِحْدٰيهُمَا fail olup müsenna olduğu için elif ile merfûdur. Muttasıl zamir هُمَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
Mekulü’l-kavli يَٓا اَبَتِ اسْتَأْجِرْهُ ‘dir. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
يَٓا nida harfidir. اَبَتِ münadadır. Kelimenin sonundaki kesra muzâfun ileyhten ivazdır. Mütekellim يَ ’sı mahzuftur. Nidanın cevabı اسْتَأْجِرْهُۘ ‘dur.
Münada; kendisine seslenilen ve seslenen kişiye yönelmesi istenilen kişidir. Münada, fiili hazf edilmiş mef’ûlun bihtir. Münadaya “ey, hey!” anlamlarına gelen nida harfleri ile seslenilir. En yaygın kullanılan nida edatı يَا ’dır.
Münada îrab yönünden mureb münada ve mebni münada olmak üzere 2 kısma ayrılır. Mureb münada lafzen mansub olur ve 3 şekilde gelir: 1) Muzâf, 2) Şibh-i muzâf, 3) Nekre-i gayrı maksude. Burada münada muzâf olarak geldiği için mureb münadaya girer ve lafzen mansubdur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اسْتَأْجِرْ sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ‘dir. Muttasıl zamir هُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
اسْتَأْجِرْ fiili, sülâsi mücerrede üç harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İstif’âl babındandır. Sülâsisi أجر ‘dir.
Bu bab fiile talep, tahavvül, vicdan, mutavaat, ittihaz ve itikat gibi anlamlar katar.
اِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَأْجَرْتَ الْقَوِيُّ الْاَم۪ينُ
İsim cümlesidir. Ta’liliyyedir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. خَيْرَ kelimesi اِنَّ ‘nin ismi olup lafzen mansubdur.
Müşterek ism-i mevsûl مَنِ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. İsm-i mevsûlun sılası اسْتَأْجَرْتَ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur. Aid zamir mahzuftur. Takdiri; استأجرته (Onu kiraladın) şeklindedir.
اسْتَأْجَرْتَ sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir تَ fail olarak mahallen merfûdur.
الْقَوِيُّ kelimesi اِنَّ ‘nin haberi olup lafzen merfûdur. الْاَم۪ينُ kelimesi اِنَّ ‘nin ikinci haberi olup lafzen merfûdur.
اسْتَأْجِرْ fiili, sülâsi mücerrede üç harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İstif’âl babındandır. Sülâsisi أجر ‘dir.
Bu bab fiile talep, tahavvül, vicdan, mutavaat, ittihaz ve itikat gibi anlamlar katar.
قَالَتْ اِحْدٰيهُمَا يَٓا اَبَتِ اسْتَأْجِرْهُۘ
İstînâfiyye olarak fasılla gelen ayet, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالَتْ fiilinin mekulü’l-kavli olan يَٓا اَبَتِ اسْتَأْجِرْهُ cümlesi, nida üslubunda talebî inşaî isnaddır.
Nidanın cevabı olan اسْتَأْجِرْهُۘ cümlesi emir üslubunda, talebî inşâî isnaddır.
Emir fiil aslen; makam bakımından yukarıda olan bir kişinin, makam bakımından daha alt seviyede olan birinden henüz husûle gelmemiş bir fiilin yapılmasını istemek için vaz edilmiştir ki buna isti'lâ yoluyla denir. Vücûb ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
اَبَتِ kelimesinin sonundaki esre muzâfun ileyhten ivazdır. Muzâfun ileyhin hazfı mütekellimle münadanın yakınlığına işarettir.
اِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَأْجَرْتَ الْقَوِيُّ الْاَم۪ينُ
Ta’liliyye olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâli ittisâldir. Ta’lil cümleleri ıtnâb babındandır.
اِنَّ ile tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.
Veciz ifade kastıyla izafet formunda gelen اِنَّ ’nin ismi olan خَيْرَ مَنِ اسْتَأْجَرْتَ , ism-i tafdil vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir.
خَيْرَ ’nın muzâfun ileyhi olan müşterek ism-i mevsûl مَنِ ‘in sılası olan اسْتَأْجَرْتَ , mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Halidî, Vakafat, S.107)
Ayette, hayırlılık ve iyilik vurgusuna özen göstermek için haber makamında olmaya daha layık olan َخَيْرَ kelimesi isim olarak takdim edilmiştir. İleride olacak olan ücretle tutma işinin mazi kipiyle ifade edilmesi, bu işin tecrübe ile bilinen bir durum olduğunu göstermek içindir. (Keşşâf)
اِنَّ ’nin haberi olan الْقَوِيُّ ve الْاَم۪ينُ ‘nun الْ ile marife gelmesi, müsnedün ileyhin bu vasıfla kemâl derecede muttasıf olduğuna işaret eder. Haber olan iki vasfın aralarında وَ olmadan gelmesi her ikisinin birden müsnedün ileyhte mevcut olduğuna işaret eder.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden, اِنَّ ve isim cümlesi olmak üzere iki tekid içeren bu ve benzeri cümleler muhkem cümlelerdir.
İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Kızlardan birinin Musa (as) için söylediği sözlerden onun hakkındaki düşüncelerinin çok olumlu olduğu ve babasını ikna etmeyi çok istediği anlaşılmaktadır. Onun kuvvetinin ve güvenilirliğinin had safhada olduğunu, şimdiye kadarki işçilerin en hayırlısı olduğunu tekidli bir dille ifade etmiştir.
اسْتَأْجِرْهُۘ - اسْتَأْجَرْتَ kelimeleri arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.