Zâriyât Sûresi 43. Ayet

وَف۪ي ثَمُودَ اِذْ ق۪يلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتّٰى ح۪ينٍ  ...

Semûd kavminde de ibretler vardır. Hani onlara, “Bir süreye kadar faydalanın bakalım” denmişti.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَفِي ve (ibret) vardır
2 ثَمُودَ Semud’da
3 إِذْ hani
4 قِيلَ denmişti ق و ل
5 لَهُمْ onlara
6 تَمَتَّعُوا sefa sürün م ت ع
7 حَتَّىٰ kadar
8 حِينٍ bir süreye ح ي ن
 

Âd Hûd peygamberin, Semûd da Sâlih peygamberin kavminin adı olup Kur’an-ı Kerîm’de bu toplumların ve Nûh kavminin yapılan bütün ilâhî uyarıları hafife almaları ve inkârcılıkta direnmeleri sebebiyle helâk edilmelerine değişik vesilelerle dikkat çekilmiştir (Âd hakkında bk. A‘râf 7/65-72; Hûd 11/50-60; Semûd hakkında bk. A‘râf 7/73-79; Hûd 11/61-68; Nûh kavmi hakkında bk. A‘râf 7/59-64; Yûnus 10/71-74; Hûd 11/25-49).

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 132
 

وَف۪ي ثَمُودَ اِذْ ق۪يلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتّٰى ح۪ينٍ

 

وَ  istînâfiyyedir.  ف۪ي ثَمُودَ  car mecruru  önceki ayette  تَرَكْنَا  fiiline mütealliktir. 

ثَمُودَ  gayri munsarif olduğu için cer alameti fethadır. Çünkü kendisinde hem alemlik (özel isim olma vasfı) ve hem de ucmelik vasfı (yani Arapça olmama vasfı) bulunmaktadır.

Gayri munsarif isimler: Kesra (esre) ve tenvini alamayan isimlerdir. Gayri munsarif isimler esre yerine fetha alırlar. Yani bu isimler ref halinde damme, nasb halinde fetha, cer halinde yine fetha alırlar. Gayri munsarif “memnu’un mine’s-sarf (اَلْمَمْنُوعُ مِنَ الصَّرفِ)” da denir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

اِذْ  zaman zarfı olup takdiri  تَرَكْنَا  olup müteallakı mahzuftur. 

ق۪يلَ لَهُمْ  ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

(إِذْ) : Yalnız cümleye muzâf olan zaman zarfıdır.

a) (إِذْ) mef’ûlun fih, mef’ûlun bih, mef’ûlun leh olur.

b) (إِذْ) den sonra muzari fiil veya isim cümlesi gelirse gelecek zaman ifade eder.

c) (بَيْنَا) ve (بَيْنَمَا) dan sonra gelirse müfacee (sürpriz) harfi olur. Bu durumda zarf (zaman bildiren isim) değil harf olur.

d) Sükûn üzere mebnidir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

ق۪يلَ  fetha üzere mebni, meçhul mazi fiildir.  لَهُمْ  car mecruru  ق۪يلَ  fiiline  mütealliktir. ق۪يلَ  fiilin naibi faili olan  تَمَتَّعُوا حَتّٰى ح۪ينٍ  cümlesi mahallen merfûdur. 

تَمَتَّعُوا  fiili  ن ’un hazfıyla emir fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

حَتّٰى ح۪ينٍ  car mecruru  تَمَتَّعُوا  fiiline mütealliktir. 

تَمَتَّعُوا  fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.  تَفَعَّلَ  babındadır. Sülâsîsi  متع ’dir.

Bu bab fiile mutavaat, tekellüf, ittihaz, sayruret, tecennüp (sakınma) ve talep anlamları katar.

 

وَف۪ي ثَمُودَ اِذْ ق۪يلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتّٰى ح۪ينٍ

 

وَ , istînâfiyyedir. 

İstînâfiyye  وَ ‘ı (diğer adı ibtidaiyyedir) yalnızca mahalli olmayan cümleleri birbirine bağlar. Ve ardından gelen cümlenin öncekine îrab ve hükümde ortak olmadığını gösterir. Bu harfe kendisinden sonra gelen cümlenin öncekine bağlı olduğunun zannedilmemesi için istînâfiyye denilmiştir. (Rıfat Resul Sevinç, Belâgatta Fasıl-Vaslın Genel Kuralları Ve “Vâv”ın Kullanımı)

ف۪ي ثَمُودَ  car mecruru,  38. ayetteki  تَرَكْنَا  fiilinin delaletiyle takdiri  تَرَكْنَا  olan mahzuf bir fiile mütealliktir. Bu takdire göre cümle müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Müspet mazi fiil cümlesi faide-i haber ibtidaî kelam olan   ق۪يلَ لَهُمْ تَمَتَّعُوا حَتّٰى ح۪ينٍ  cümlesi  اِذْ ’in muzâfun ileyhidir.

ثَمُودَ  kelimesi acemî (yabancı) isim olduğu için gayri munsariftir. Bunun için fetha ile mecrur olmuştur.

ق۪يلَ  fiili, meçhul bina edilerek mef’ûle dikkat çekilmiştir.

ق۪يلَ  fiilinin naib-i faili olan mekulü’l-kavli  تَمَتَّعُوا حَتّٰى ح۪ينٍ  cümlesi, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Cümle emir üslubunda gelmiş olmasına rağmen vaz edildiği anlamın dışına çıkarak müsaade, ya da tahkir ifade etmesi sebebiyle mecaz-ı mürsel mürekkebdir.

41. ayetteki  اَرْسَلْنَا ’daki azamet zamirinden  ق۪يلَ ’de meçhul fiil sıygasıyla gaib zamire iltifat vardır.

حَتّٰى ح۪ينٍ "Bir süreye kadar" helak olacağınız vakte kadar demek olup, bu da Hud Suresinde; ["Yurdunuzda üç gün daha yaşayın."] (Hud, 11/65) ayetinde belirtildiği üzere üç gündür. Buradaki  تَمَتَّعُوا (faydalanın) ayetinin müslüman olun ve böylece ecellerinizin sona ereceği vakte kadar faydalanın, anlamında olduğu da söylenmiştir. (Kurtubî, Âşûr)